ÖZ

Denizcilik sektöründe çalışan gemi adamlarının ücretleri, diğer iş kollarına göre çeşitli farklılıklar ve özgünlükler taşımaktadır. Makalede, ulusal ve uluslararası düzeyde deniz iş hukukunun temel düzenlemeleri, gemi adamlarına sağlanan ücretlerin belirlenmesi, hak kazanımı, ispatı ve ödenmesi detaylandırılmaktadır. Ayrıca, Deniz Çalışma Sözleşmesi (MLC 2006) gibi uluslararası normlar çerçevesinde ücretlerin güvence altına alınmasına yönelik politikalar ve uygulamalar ele alınmaktadır. Gemi adamlarının ücret haklarının korunması ve adil bir ücret sisteminin sağlanması, denizcilik sektörünün sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Makale, Deniz İş Kanunu ve uluslararası sözleşmeler kapsamında gemi adamlarının ücret, ücretlerin belirlenmesi, ödenmesi ve ispatı incelenecektir.

ANAHTAR KELİMELER

Deniz İş Hukuku, MLC 2006, Gemi Adamı, Ücret, Ödeme

ABSTRACT

The wages of seafarers working in the maritime sector have various differences and originalities compared to other business lines. In the article, the basic regulations of maritime labor law at national and international level, the determination of wages provided to seafarers, entitlement, proof and payment are detailed. In addition, policies and practices to secure wages within the framework of international norms such as the Maritime Labour Convention (MLC 2006) are discussed. Protecting seafarers’ wage rights and ensuring a fair wage system is critical to the sustainability of the maritime industry. The article will examine the wages, determination, payment and proof of wages of seafarers under the Maritime Labor Law and international conventions.

KEYWORDS

Maritime Labor Law, MLC 2006, Seafarer, Remuneration, Payment

  1. GİRİŞ

Denizcilik sektörü, küresel ekonominin bel kemiğini oluşturan ve ticaretin büyük bir bölümünün deniz yoluyla gerçekleştirildiği bir alandır. Bu sektör gerek uluslararası ticaretin sürdürülmesi, gerekse de stratejik önemi nedeniyle büyük bir öneme sahiptir. Denizcilik faaliyetlerinin bu denli önemli olması, bu sektörde çalışan gemi adamlarının haklarının korunmasını ve çalışma koşullarının düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, deniz iş hukukunun önemi ortaya çıkmakta, bu hukukun en kritik bileşenlerinden biri olarak da ücretler konusu öne çıkmaktadır.

Deniz iş hukukunda ücretler, sadece gemi adamlarının geçimlerini sağlamalarına yönelik bir unsur olmanın ötesinde, onların iş motivasyonunu, performansını ve iş güvenliğini doğrudan etkileyen temel bir faktördür. Gemi adamlarının ücret hakları, çalışma koşullarının adil ve insan onuruna yakışır şekilde düzenlenmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Ücretler, aynı zamanda denizcilik sektörünün sürdürülebilirliğini ve verimliliğini artırmada kilit bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, deniz iş hukukunda ücretlere dair düzenlemelerin ve uygulamaların detaylı bir şekilde ele alınması gerekmektedir.

Deniz iş hukukunda ücretlerin düzenlenmesi, ulusal ve uluslararası hukuk normlarına dayanmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından kabul edilen Deniz Çalışma Sözleşmesi (MLC 2006), denizcilik sektöründe çalışanların çalışma koşullarını ve ücret haklarını belirleyen en önemli düzenlemelerden biridir. Bu sözleşme, gemi adamlarının asgari ücret, ödeme süreleri, fazla mesai ücretleri ve diğer mali haklarını güvence altına almakta ve denizcilik işletmelerine bu hakları sağlama yükümlülüğü getirmektedir.

Türkiye gibi denizcilik sektöründe önemli bir yere sahip olan ülkelerde, ulusal deniz iş hukuku düzenlemeleri de uluslararası normlara paralel olarak geliştirilmiştir. Deniz İş Kanunu, gemi adamlarının ücret haklarını koruma altına alan çeşitli hükümler içermekte ve bu alandaki uygulamaların standartlara uygunluğunu denetlemektedir. Bunun yanı sıra, denizcilik işletmelerinin gemi adamlarına adil ve zamanında ödeme yapmalarını sağlamak amacıyla çeşitli mekanizmalar oluşturulmuştur.

Deniz iş hukukunda ücretler konusundaki düzenlemeler ve uygulamalar, sadece hukuki boyutuyla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda sosyo-ekonomik ve psikolojik boyutları da içermektedir. Gemi adamlarının ücret memnuniyeti, işyerinde motivasyon ve bağlılık düzeylerini doğrudan etkilemekte, bu da işletmelerin verimliliğini ve denizcilik faaliyetlerinin güvenliğini artırmaktadır. Adil ve yeterli ücret politikaları, gemi adamlarının çalışma koşullarını iyileştirmenin yanı sıra, denizcilik sektörünün sürdürülebilir gelişimine de katkıda bulunmaktadır.

Bu makalede, deniz iş hukukunda ücretlerin düzenlenmesi ve uygulanması konuları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Uluslararası ve ulusal hukuk çerçevesinde gemi adamlarının ücret hakları, bu hakların korunması ve geliştirilmesi için benimsenen politikalar ve uygulamalar incelenecektir. Ayrıca, denizcilik sektöründe karşılaşılan ücret sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri üzerinde durulacak, sektörün daha adil ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için gerekli adımlar tartışılacaktır.

  • ÜCRET

2.1 Deniz İş Kanunu’na Göre Ücret

Deniz İş Kanunu kapsamında, gemi adamlarının en temel haklarından biri olan ücret hakkı, çeşitli hükümlerle koruma altına alınmıştır. Ücret, işçi için en esaslı hak, iş görme borcunun karşılığıdır. İşveren için en önemli borçtur. Ücret olmaksızın bir iş sözleşmesinin varlığından söz edilemez. [1]Ücret, bir çalışanın emeğinin karşılığı olarak işveren tarafından ödenen para veya benzeri değerlerdir. Deniz iş kanununa göre ücret kavramı, yalnızca temel maaşı değil, aynı zamanda fazla mesai, ikramiye, prim, sosyal yardımlar ve diğer yan ödemeleri de kapsamaktadır.

2.1.1 Ücretin Tanımı ve Unsurları

Deniz İş Kanunu’na göre ücret, gemi adamının yaptığı iş karşılığında işveren tarafından nakit olarak ödenen ve parayla ölçülebilen her türlü tutarı ifade eder. Bu tanım, ücretin geniş kapsamını ortaya koyar ve gemi adamlarının sadece temel maaşlarını değil, aynı zamanda işin niteliğine ve çalışma şartlarına göre ek ödemeleri de içermektedir.

2.1.2 Temel Ücret

Temel ücret, gemi adamının belirli bir süre (genellikle bir ay) için yaptığı normal çalışma karşılığında aldığı ücrettir. Bu ücret, gemi adamının sözleşme ile belirlenmiş olan ve çalıştığı süre boyunca alacağı ana gelir kaynağıdır. Temel ücret, Deniz İş Kanunu’nda belirlenen asgari ücretin altına düşemez ve bu ücretin düzenli ve zamanında ödenmesi işverenin yasal yükümlülüğüdür.

2.1.3 Fazla Mesai Ücreti

Gemi adamları, genellikle geminin işletme gereksinimlerine bağlı olarak normal çalışma saatlerinin dışında da çalışmak zorunda kalabilirler. Deniz İş Kanunu, fazla mesai çalışmalarının karşılığının adil bir şekilde ödenmesini zorunlu kılar. Fazla mesai ücreti, normal çalışma saatleri dışındaki her çalışma saati için gemi adamına ödenen ek ücrettir. Bu ücret, genellikle normal saatlik ücretin bir buçuk katı olarak hesaplanır, ancak bu oran, ulusal ve uluslararası düzenlemelere göre farklılık gösterebilir.

2.1.4 İkramiye ve Primler

Deniz İş Kanunu’nda ücret kavramına dahil olan diğer önemli unsurlar ikramiye ve primlerdir. İkramiye, genellikle belirli dönemlerde (örneğin yıl sonu, bayramlar) işveren tarafından gemi adamlarına yapılan ek ödemelerdir. Primler ise, gemi adamının performansına, çalıştığı geminin ticari başarısına veya belirli hedeflerin gerçekleştirilmesine bağlı olarak ödenir. Bu ödemeler, gemi adamlarının motivasyonunu artırmak ve onları daha verimli çalışmaya teşvik etmek amacıyla yapılır.

2.1.5 Sosyal Yardımlar ve Ek Ödemeler

Deniz İş Kanunu, gemi adamlarının sosyal güvenliklerini sağlamak ve refahlarını artırmak amacıyla çeşitli sosyal yardımlar ve ek ödemeler de öngörmektedir. Bu yardımlar, işveren tarafından sağlanan yemek, konaklama, sağlık hizmetleri gibi yan hakları kapsar. Ayrıca, gemi adamlarının ailelerine yönelik sosyal yardımlar da bu kapsamda değerlendirilebilir. Örneğin, gemi adamının görev süresi boyunca ailesine yapılan düzenli ödemeler veya çocuklarına sağlanan eğitim yardımları gibi ödemeler, sosyal yardımlar ve ek ödemeler arasında yer alır.

2.2 Uluslararası Düzenlemeler ve Deniz İş Kanunu

Deniz İş Kanunu, ulusal düzenlemelerin yanı sıra uluslararası denizcilik normlarıyla da uyumlu olacak şekilde düzenlenmiştir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Deniz Çalışma Sözleşmesi (MLC 2006) gibi uluslararası düzenlemeler, deniz iş hukukunda ücretlerin belirlenmesi ve ödenmesi konusunda önemli standartlar getirmektedir. Bu düzenlemeler, gemi adamlarının asgari ücret haklarını, ücret ödemelerinin düzenliliğini ve fazla mesai ödemelerini güvence altına almaktadır. Türkiye, bu uluslararası normları benimseyerek Deniz İş Kanunu’nu bu çerçevede düzenlemiş ve uygulamaya koymuştur.

2.3 Ücretin Ödenme Şekli ve Zamanı

Deniz İş Kanunu’na göre ücretlerin ödenme şekli ve zamanı, gemi adamlarının mali güvenliğini sağlamak amacıyla detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Ücretler, genellikle aylık olarak ve nakit olarak ödenir. İşveren, gemi adamının ücretini kesintisiz ve tam olarak ödemekle yükümlüdür. Ayrıca, ücretlerin ödenme zamanı da belirlenmiştir ve işverenin ücret ödemelerini geciktirmesi veya kesintiye uğratması yasal yaptırımlara tabidir.

MLC 2006 bakımından da ödeme süresi belirlenmiştir. MLC 2006’da kabul edilen maddeye göre deniz işçilerinin ücretlerinin düzenli aralıklarla ve zamanında ödenmesi şart koşulur. Ücretin ödeme periyodu, genellikle aylık olmakla birlikte, işverenin ve işçinin anlaşmasına bağlı olarak değişebilir. Önemli olan, ücretin gecikmeden ve eksiksiz olarak ödenmesidir.

  • Ücretin Belirlenmesi

3.1 Deniz İş Kanunu’na Göre Ücretin Belirlenmesi

Deniz İş Kanunu kapsamında, ücretin belirlenmesinde dikkate alınan çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bu faktörler, işçinin yaptığı işin niteliği, işverenin mali durumu ve sektörel standartlar gibi unsurları içerir.

İşçinin yaptığı işin zorluk derecesi, tehlike durumu ve sorumlulukları, ücretin belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Örneğin, gemi kaptanları ve mühendisler, daha yüksek sorumluluk taşıdıkları için genellikle daha yüksek ücret alırlar.

Denizcilik sektöründe belirli standartlar ve asgari ücretler bulunmaktadır. Bu standartlar, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde belirlenir ve işverenler, işçilere bu standartların altında ücret ödeyemezler. Bu sektördeki çalışanlar arasındaki haksızlık iddialarını bertaraf etmek amacıyla işverenler hemen hemen çoğu gemi adamının ücretini belirlerken sektörel standartlara uymaktadır.

İşverenin mali durumu da gemi adamlarına ödenecek ücretin belirlenmesinde önemli faktörlerden biridir. Ticari açıdan daha kârlı taşımacılık yapan bir ticaret gemisi işverenin, gemi adamlarına daha çok ücret vermesi beklenebilir. Bu nedenle işverenin mali durumu da ücretin belirlenmesinde dikkate alınan bir faktördür. Ancak bu, işçilerin asgari ücretlerinin altında ödeme yapılmasını haklı çıkarmaz. İşverenler, işçilerin hak ettiği ücreti ödemekle yükümlüdür.

İşçinin çalışma süresi ve fazla mesai yapması, ücretin belirlenmesinde önemli bir faktördür. Fazla mesai yapan işçilere, normal çalışma saatlerinin dışında yaptıkları çalışmalar için ek ödeme yapılır. Bu ödeme, genellikle işçinin saatlik ücretinin belirli bir katı olarak hesaplanır. Fazla mesai yapılmasını, temel ücret alacağı açısından değerlendirmekten ziyade gemi adamının toplam aldığı ücretin belirlenmesi açısından düşünmek pek tabii gerekir.

3.2 MLC 2006’ya Göre Ücretin Belirlenmesi

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Denizcilik Çalışma Sözleşmesi (MLC 2006), deniz işçilerinin çalışma koşullarını ve haklarını düzenleyen küresel bir standarttır. Bu sözleşme, deniz işçilerinin ücret haklarını da kapsayan kapsamlı düzenlemeler içerir. MLC 2006’da ücret belirlenmesine ilişkin net maddeler bulunmasa da daha soyut kapsamda gemi adamlarının ücretinin belirlenmesine ilişkin ilkeler kabul edilmiştir.

MLC 2006’ya göre ücret belirlemede en önemli ilke deniz işçilerine adil bir ücret ödenmesidir. Bu ücret, işçinin yaptığı işin karşılığı olarak belirlenir ve işçinin yaşam standartlarını koruyacak düzeyde olmalıdır. Sözleşme, ücretin düzenli ve zamanında ödenmesini garanti altına alır.

Bu uluslararası sözleşme aynı zamanda deniz işçilerine ödenecek ücretlerin belirlenmesinde asgari standartları belirler. Bu standartlar, işçilerin insan onuruna yakışır bir yaşam sürmelerini sağlayacak düzeydedir. Üye ülkeler, bu asgari standartları ulusal mevzuatlarına yansıtmakla yükümlüdür.

MLC 2006, deniz işçilerinin ücretlerinin düzenli aralıklarla ve zamanında ödenmesini şart koşar. Ücretin ödeme periyodu, genellikle aylık olmakla birlikte, işverenin ve işçinin anlaşmasına bağlı olarak değişebilir. Önemli olan, ücretin gecikmeden ve eksiksiz olarak ödenmesidir.

  • Deniz İş Kanunu’nda İspat

Deniz İş Kanunu’nda ispat, işçi-işveren ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde adil ve etkili bir hukuki süreç sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. Deniz İş Kanunu’nda ispat, işçi-işveren ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkların adil ve etkili bir şekilde çözülmesi için kritik bir öneme sahiptir. İspat yükümlülüğünün yerine getirilmesi, yazılı belgeler, tanık ifadeleri, uzman raporları ve dijital deliller gibi çeşitli araçlarla sağlanır. İspat sürecinde yaşanabilecek zorlukların aşılması için detaylı kayıt tutma, eğitim ve bilinçlendirme, teknolojik araçların kullanımı ve hukuki danışmanlık gibi çözüm yolları benimsenmelidir. Böylece, deniz iş hukukunun temel amacı olan gemi adamlarının haklarının korunması ve işverenlerin yükümlülüklerinin yerine getirilmesi sağlanabilir.

3.1 İspat Yükümlülüğü

Deniz iş hukukunda ispat yükümlülüğü, genellikle iddia sahibine aittir. Bu prensip, “iddia eden ispatla yükümlüdür” kuralına dayanır. Buna göre, bir gemi adamı işverenine karşı bir hak talebinde bulunuyorsa, bu talebin dayanağını ve doğruluğunu kanıtlamak zorundadır. Aynı şekilde, işveren de gemi adamına karşı ileri sürdüğü savunmaları ve iddiaları ispatlamakla yükümlüdür.

3.2 İspat Araçları

Deniz İş Hukukunda ispat, çeşitli delil türleriyle gerçekleştirilir. Bu delil türleri yazılı deliller, tanık beyanları, bilirkişi raporları, elektronik kayıtlar en etkili deliller olarak kabul edilebilir. Bu delillere ek olarak HMK’nin genel hükümleri de eklenebilir.

İş sözleşmeleri, bordrolar, işyeri kayıtları, banka dekontları, yazılı uyarılar ve işyeri politikaları gibi yazılı belgeler, ispatın en önemli araçları arasında yer alır. Yazılı belgeler, somut ve objektif deliller olarak kabul edilir. Yazılı belgeler hukukun temel ispat aracıdır. Deniz iş hukuku uyuşmazlıklarında da başat delil olarak kabul edilir. Hatta mevzuatta yazılı belge zorunluluğu vardır.

Belgeyle ispat zorunluluğu açısından Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E. 2010/6661 K. 2012/12665 T. 16.04.2012 sayılı ilamı örnek teşkil etmektedir. Kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

“Yıllık izinlerin kullandırıldığı veya fesihle birlikte ücretinin ödendiğini ispat yükü işverene aittir. Yıllık ücretli izinleri kullandırdığını işveren, gemiadamı imzasını taşıyan izin defteri veya eş değer kayıtlarla ispatlamalıdır.”[2]

Nitekim Deniz İş Kanunu bu kapsamda işveren 31.madde düzenlemesi ile ücret defteri tutma zorunluluğu getirmiş ve “Belgeye dayanmaksızın yapılan ödeme iddiaları muteber değildir” diyerek yazılı belge ile zorunluluğu getirmiştir.[3]

İş Hukukunun temel ispat araçlarından biri olan tanık beyanları da deniz iş hukukunda oldukça önemli bir yere sahiptir. Aynı gemide çalışan gemi adamlarının, birbirlerine yapacakları dürüst ve objektif tanıklıklar; somut uyuşmazlığın mahkeme huzurunda çözümlenmesinde çok mühimdir. İşyerinde çalışan diğer gemi adamları veya üçüncü şahısların tanıklıkları, olayların ve iddiaların doğruluğunu desteklemek amacıyla kullanılabilir. Tanık ifadeleri, özellikle yazılı belge bulunmayan durumlarda önemli bir delil kaynağıdır.

Türk Yargılama Sistemi’nin olmazsa olmaz süjelerinden biri olan bilirkişi raporları da yine deniz iş hukukunun ispat açısından etkin bir yoludur. Özellikle iş kazaları ve meslek hastalıkları gibi teknik konularda uzman görüşleri ve raporlar, mahkemeye veya ilgili otoriteye sunularak ispat yükümlülüğünü yerine getirmede önemli bir rol oynar.

Günümüz teknolojisinin gelişmesiyle gemiler de eskiye nazaran daha efektif bir hale gelmiştir. Gemilerde kullanılan dijital sistemler ve elektronik kayıtlar, işçi ve işveren arasındaki iletişim, çalışma saatleri ve diğer işlemler hakkında önemli deliller sağlayabilir. Bunların en başlıcası olarak gemideki kamera sistemlerini söyleyebiliriz. Gemide gelen bir iş kazası neticesinde, kazayı net bir şekilde çeken bir kamera görüntüsünden kusur oranları daha net bir şekilde hesaplanma kabiliyetine sebep olur.

  • Sonuç

Deniz İş Kanunu’na göre ücret kavramı, gemi adamlarının emeklerinin karşılığını alabilmesi ve mali güvenliklerinin sağlanabilmesi için detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Ücretin tanımı, kapsamı, ödenme şekli ve zamanı gibi konular, deniz iş hukukunun temel unsurları arasında yer almaktadır. Gemi adamlarının haklarının korunması, onların iş memnuniyetini artırmakta ve denizcilik sektörünün sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle, Deniz İş Kanunu’nda ücretlere ilişkin düzenlemelerin titizlikle uygulanması ve denetlenmesi büyük bir önem taşımaktadır.

854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun ücrete ilişkin hükümleri, uluslararası düzeyde ILO tarafından kabul edilen MLC 2006 ile de paralellik göstermek olup ilgili mevzuatımızın, uluslararası hukukta kabul gören prensipler ve kurallar seviyesinde olduğunu söyleyebiliriz.

KAYNAKÇA

KİTAP ve MAKALELER

SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, 8.Baskı, İstanbul 2012

KAR, Bektaş, Deniz İş Hukuku (Denizcilik Çalışma Sözleşmesi ve Emsal Yargıtay Kararları ile), 3. Bası, Ankara 2021

İNTERNET SİTELERİ

www.dergipark.org.tr

www.lexpera.com.tr

www.karararama.yargitay.gov.tr

www.kazanci.com.tr

[1] SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, 8.Baskı, İstanbul 2012, s.376

[2] 9HD., 16.04.2012, 6661/12665, Lexpera

[3] KAR Bektaş, Deniz İş Hukuku (Denizcilik Çalışma Sözleşmesi ve Emsal Yargıtay Kararları ile), 3. Bası, Ankara 2021, s.236

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir