Gemide çalışan personelin karşılaştığı sorunların başında, psikolojik taciz olarak bilinen mobbing gelmektedir. Denizcilik sektörü, kapalı ortamda uzun süreli çalışma, katı hiyerarşik yapı ve yüksek baskı altında görev yapma gibi dinamikleri nedeniyle psikolojik şiddetin en yoğun yaşandığı iş kollarından biri haline gelmiştir. Gemi ortamında çalışan kişi, gemi kaptanı, başmühendis, zabit ya da başka bir üstü tarafından sürekli dışlanıyor, küçümseniyor, alay ediliyor, sistematik olarak görmezden geliniyor ya da baskıya maruz kalıyorsa burada ciddi bir mobbing vakasından söz edilebilir.

Mobbing davranışları çoğu zaman küçük görünebilir ancak bu tür eylemlerin süreklilik kazanması halinde gemi adamının ruhsal sağlığını bozabilecek düzeyde etkileri olabilir. Gemide hakaret içeren ifadeler kullanılması, görev tanımı dışında işler verilmesi, sürekli hatalıymış gibi muamele edilmesi, karaya çıkış izinlerinin gerekçesiz engellenmesi, gemi içinde diğer çalışanlar nezdinde küçük düşürülmesi, iletişimin kesilmesi gibi davranışlar sistematik şekilde gerçekleştiğinde artık hukuken korunması gereken bir durum ortaya çıkar. Böyle bir ortamda çalışan gemi adamı hem mesleki yeterliliğini gösterecek alan bulamaz hem de kişilik hakları ciddi biçimde zarar görür.

Gemi adamlarının iş ilişkisi 854 sayılı Deniz İş Kanunu çerçevesinde düzenlenir. Bu kanuna göre işveren, gemi personeline karşı sadece ücret ödeme ve gemiye uygun barınma ve beslenme sağlama gibi borçlar altında değil, aynı zamanda onların kişilik haklarını koruma ve güvenli bir psikososyal ortam sağlama yükümlülüğü altındadır. Bununla birlikte, Borçlar Kanunu’nun 417. maddesi de işverenin, işyerinde işçinin kişiliğini korumak, psikolojik ve fiziksel bütünlüğünü gözetmek ve ayrımcılığa karşı korumakla yükümlü olduğunu açıkça düzenlemektedir. Bu çerçevede gemide meydana gelen mobbing vakaları yalnızca etik bir sorun değil, aynı zamanda hukuka aykırı bir işveren davranışı olarak değerlendirilmektedir.

Mobbinge maruz kalan gemi adamı, bu süreci ispatlayabilmek adına belge ve delil toplamakla işe başlamalıdır. Özellikle gemi içi yazışmalar, telsiz kayıtları, tanık beyanları, gemi günlükleri ve psikolojik etkilenmeye dair alınacak sağlık raporları bu süreçte önem arz eder. Bu belgelerle desteklenen başvurularla birlikte gemi kaptanına ya da işveren şirkete yazılı olarak şikayet iletilmeli ve taciz davranışlarının sona erdirilmesi talep edilmelidir. Bu başvuruya rağmen mobbing devam ediyorsa, gemi adamının iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme ve tazminat talep etme hakkı doğar.

Psikolojik tacize uğrayan bir gemi adamı yalnızca kıdem ve ihbar tazminatına değil, aynı zamanda manevi tazminata da hak kazanabilir. Zira sürekli baskıya, dışlanmaya veya aşağılama eylemlerine maruz kalan kişinin kişilik hakları zarar görür ve bu zarar, Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi kapsamında tazmin edilmelidir. Ayrıca, bazı durumlarda bu eylemler Türk Ceza Kanunu açısından da suç teşkil edebilir. Özellikle tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma gibi davranışlar bakımından cezai sorumluluk doğması mümkündür. Gemi kaptanının veya üst düzey zabitlerin bu tür davranışlara yönelmesi durumunda yalnızca işveren değil, doğrudan fail kişi de sorumlu tutulabilir.

Gemide yaşanan mobbing olaylarında işin bir diğer karmaşık boyutu da geminin bayrağı ve işveren şirketin merkezinin bulunduğu ülke ile ilgilidir. Yabancı bayrak taşıyan gemilerde çalışan Türk gemi adamları için Türk mahkemelerinin yetkili olup olmayacağı, hangi ülke hukukunun uygulanacağı gibi teknik hukuki sorunlar gündeme gelir. Ancak uygulamada, işverenin Türkiye’de şubesinin bulunması, gemi adamının Türkiye’de ikamet etmesi ya da hizmet sözleşmesinde Türk hukukuna atıf yapılması gibi durumlarda Türk mahkemelerinin yargı yetkisi söz konusu olabilmektedir. Bu da, mobbinge uğrayan gemi adamı açısından hukuki süreci daha erişilebilir hale getirir.

Psikolojik tacizin denizcilik sektöründe çoğu zaman görmezden gelinmesi, mağdurların sessiz kalmasına neden olmaktadır. Ancak bu tür davranışlar zamanında ve doğru şekilde müdahale edilmediğinde daha ağır sonuçlara, hatta gemi adamının ruh sağlığını kaybetmesine kadar varan ciddi durumlara yol açabilir. Bu sebeple gemi adamlarının böylesi davranışlar karşısında yalnız olmadığını bilmeleri ve hukuken korunabileceklerini fark etmeleri son derece önemlidir. Gemi personelinin profesyonel hukuki destek alması, delilleri toplayarak sistemli bir başvuru yapması ve gerektiğinde dava açması, hem kendi hakkını koruması hem de sektörde bu tür uygulamaların önlenmesi adına önemli bir adımdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir